ÇOCUKLARIN KARAR VERME GÜCÜNÜ DESTEKLİYORUZ
Farah'ın* torunları Hamid* ve Sıla* seçtikleri kıyafetleri çadırlarında teslim aldılar./ Özge Demiral - Save the Children Türkiye
Save the Children Türkiye olarak misyonumuzun temelinde her çocuğun sağlıklı, güvenli ve eğitimli bir şekilde büyümeyi hak ettiği inancı yatıyor. Geçtiğimiz dokuz aydır, depremden etkilenen çocukların ihtiyaç duydukları eşya ve hizmetlere erişebilmelerini sağlamak ve aynı zamanda ruh sağlıklarını ve kriz sonrası iyileşmelerini desteklemek için çalışıyoruz. Kısa bir süre önce, bu vizyonu gerçeğe dönüştürme kararlılığımızı ortaya koyan bir kıyafet dağıtım projesi gerçekleştirdik.
Şubat 2023'te Türkiye'nin güneyinde meydana gelen depremler yüz binlerce ailenin evini yıktı. Birçoğu eşyalarını kurtaramadı ve giysi gibi temel eşyalara erişimleri sınırlı kaldı. Deprem sonrası sosyoekonomik durum, birçok kişinin iş bulmasını ve ihtiyaç duydukları eşyaları satın almasını zorlaştırıyor.
Bu insiyatif, Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'ndan alınan fonla, iki hafta boyunca 2,034 çocuğa giysi dağıtılmasını kapsayarak yürütüldü. Her çocuğa tişört, hırka, şort, kot pantolon, şapka ve ayakkabı olmak üzere altı parça kıyafet dağıtıldı. Birçok insani yardım dağıtımı genellikle katılımcıların alacakları ürünleri seçmelerine fırsat tanımazken, bu özel proje çocukları kendi zevklerine göre kıyafet seçmeye teşvik etti. Altı farklı ürünün yer aldığı her bir kutu, onu alan her bir çocuk kadar eşsizdi.
Vaka çalışanlarımızdan Aysel Dağ, bu projede çalışma deneyimini paylaşarak şunları söylüyor: "Her eve tek tek gittik ve çocukların kendi kıyafetlerini seçmelerine yardımcı olduk. Bu dağıtımı farklı kılan şey, çocukların istedikleri ve sevdikleri kıyafetleri onlara ulaştırmış olmamızdı. Bu da dağıtımı hem bizim için hem de çocuklar için çok özel kıldı." İzleme, Değerlendirme, Hesap Verebilirlik ve Öğrenme Asistanı Burcu Eşki, işbirliğinin önemini ve çocukların kıyafetlerini aktif olarak seçmelerinden doğan mutluluğu vurguluyor: "Seçim yaparken mutlulukları ve heyecanları gözlerinden okunuyordu ve bu yaptığımız en güzel işlerden biriydi."
Birçok ebeveyn seçim sürecine katılmaya çalıştı, ancak ekibimiz onları saygılı bir şekilde sürece dahil olmamaları konusunda ikna etmenin bir yolunu buldu. Barbaros açıklamasında "Ebeveynlerin çoğu çocukları için böyle siyah, desensiz kıyafetler seçmek istedi. Ancak kararı çocuklara bıraktığımızda, kırmızı şortlar, sarı üstler, pembe yelekler ve çiçekli, kelebekli elbiseler seçtiklerini gördük. Çocukların doğuştan gelen özgürlük duygularını nasıl serbest bırakabildiklerini görmüş olduk." diyor.
Save the Children Türkiye dağıtım ekibi kıyafetleri dağıtırken. - Özge Demiral - Save the Children Türkiye
Dağıtım aynı zamanda ekiplerimizin takip ve destek sağlamak için çocuk koruma alanındaki sorunları tespit etmelerini de sağladı. Psikososyal destek kolaylaştırıcısı Barbaros Duman, dağıtım için kapı kapı dolaşmanın çocuk işçiliği, istismar, hastalık ve erken yaşta evlilik vakalarının tespit edilmesine de yardımcı olduğunu aktarıyor. Bu nedenle bu dağıtım, etkilenen grupların daha fazla desteklenmesi için zemin hazırladı.
Dağıtım sırasında, projenin gerçekleştirildiği çadır alanında yaşayan Suriyeli mülteci bir ailenin ninesi olan Farah* (85) ile konuştuk. Farah eşini kaybetmiş ve ailesiyle birlikte Suriye'den kaçarak kendilerini Türkiye'de bulmuş. Ne yazık ki depremden sonra evlerini kaybetmişler ve pek çok mülteci ailede olduğu gibi bir kez daha evlerinden olmuşlar.
Farah'ın* torunu Hamid* (10) Save the Children Türkiye ekibinin çadırlarına nasıl geldiğini ve kendisi için nasıl pantolon ve tişört seçtiğini bize anlattı. Kız kardeşi Şila* (6) ise kocaman bir gülümsemeyle ekledi: "Çok mutluyuz çünkü artık yeni kıyafetler giyebiliyoruz."
Farah dağıtım hakkında memnuniyetini dile getirdi. "Çocuklar sanki bayram gelmiş gibi hissettiler. Onları böyle görünce çok mutlu oldum ve duygulandım."
Save the Children Türkiye olarak, çocukların karar verebilmeleri ve sevinç duyabilmeleri için fırsatlar yaratmaya inanıyoruz. Bu giysi dağıtımının başarısı sadece rakamlarda değil; gülümsemelerde, çocukların kahkahalarında ve daha iyi bir yarın için ateşlediğimiz umutta yatıyor.